Hikâyenizle başlayalım. Nerede büyüdünüz ve büyüme ortamınız, bugün sizi nasıl şekillendirdi?
Mersin’de doğdum ve büyüdüm. İlk, orta ve lise eğitimimi Mersin’de tamamladıktan sonra İstanbul’a, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde okumak için geldim. Mezun olduktan sonra da Türk Hava Yolları’nda işe başlayarak İstanbul’da kaldım. Öğretmen bir ailenin çocuğu olarak azimli ve disiplinli bir eğitim hayatım oldu; bu özelliklerimle iş hayatımda 30 yılı aşkın bir sürede başarı elde ettim.
Sizi havacılığa çeken neydi? Sektöre olan ilginizi tetikleyen belirli bir an veya etki oldu mu?
Üniversiteden mezun olduktan sonra iş arayış sürecindeyken, Türk Hava Yolları’ndan bir yönetici, CV’m üzerinden başka bir şirkete başvurum sırasında bana ulaştı ve kendimi bir anda THY’de buldum. O güne kadar havacılıkla ilgili en ufak bir bilgim yoktu. Mezuniyetten sadece bir ay sonra THY’de ilk işime başlayarak havacılıkla tanıştım. O günden sonra sektörü çok sevdim ve hiçbir zaman kopmadım.
“Başardım” dediğiniz bir an yaşadınız mı? Yaşadıysanız, o an nasıl hissettirdi veya nasıl görünüyordu?
Şirkete girdikten üç yıl sonra, 1997’de Kore Seul ofisini açmak amacıyla görevlendirilmiştim. Bu görevlendirme benim için çok önemliydi çünkü üç ay içinde seferler başlayacaktı ve henüz tecrübesizdim. Sıfırdan bir ekip kurup hattın açılış işlemlerini tamamlayarak seferlere hazır hale getirmem gerekiyordu; o dönemde en genç atanan yurtdışı müdürü olmuştum. Bana duyulan güveni sarsmamak için tüm gücümle çalıştım ve başardım. Çok güzel bir hat açılışı organize ettik ve Seul seferlerimize başladık. Hatta o zaman Asiana Havayolları ile ilk codeshare anlaşmamızı da yaptık.
Benim için bu görev iş hayatımın dönüm noktası oldu. Çünkü dilini bilmediğim bir ülkede, genç yaşta ve tecrübesizken hat açılışını sınırlı şartlar altında tamamlayabilmiştim. Kore’den sonraki görevlerimde artık kendime, “Bana verilecek her türlü görevin üstesinden gelebilirim,” diyordum. Özetle, bana o dönemde güvenen ve bu görevi layık gören yöneticilerime her zaman minnettarım; bu güven, kariyerimin önünü açtı ve Türk Hava Yolları’ndaki yöneticilik hayatımın başlangıcı oldu.
Lider pozisyonda olan ve sizin üzerinizde anlamlı bir etkisi olmuş bir kadın kimdir ve neden?
Şirkete ilk başladığımda yeni kurulan bir ekiptik. Çalıştığım departman olan Hat Yönetimi Başkanlığı’nda Başkanımız Nesligül Doğançay, ilk yöneticimdi ve bize tüm havacılık terimlerini ve sektörü öğretti. Sonraki dönemde de birkaç kadın yöneticim oldu ve hepsinden çok şey öğrendim. Ancak biliyorsunuz, sektörün daha fazla kadın lider ve yöneticilere ihtiyacı var. Bu açıdan, “Women in Aviation” girişiminiz çok değerli; bana fırsat verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Özellikle havacılık gibi zorlu bir sektörde, iş ve özel hayatı dengelemeye çalışırken başarılı bir kariyer inşa etmeye çalışan kadınlara vereceğiniz bir tavsiye veya motivasyon ne olurdu?
Yoğun bir iş temposunda ve sık seyahat gerektiren bir departmanda çalıştım; aile desteği çok önemli. Eşim ve oğlumun desteği olmadan kariyerimde bu başarıyı sürdüremezdim. Sonuçta herkesin fedakârlık yapması gerekiyor. Ben uzun seyahatlerden dönüp aynı gün içinde oğlumu tiyatroya veya başka etkinliklere götürebilecek şekilde planlamalar yaptım ve hiç yorulmadım. Kendi açımdan; zamanı hem iş hem özel hayata göre planlamak, sadece iş odaklı olmamak, aileyle huzur bulmak ve bazı şeyleri doğal sürecine bırakmak çok önemliydi.
Havacılık sektöründe yaşadığınız en unutulmaz deneyim hangisiydi? (Olumlu veya olumsuz fark etmez)
En unutulmaz deneyimim, Kore’de üç ay içinde tüm zorluklara rağmen hattın açılışını başarıyla tamamlamamdı. Önemli bir başka gün de İstanbul Havalimanı açılışı sırasında, Atatürk Havalimanı’ndan kalkıp İstanbul Havalimanı’na inen ilk uçakta olmaktı.
Ayrıca, 31 yıllık THY kariyerimde, internet ve e-mail’in olmadığı dönemlerde kağıt bilet ve manuel sistemlerle çalışırken, bugün ileri teknolojiyle havacılığı görmek ve bu dönüşüme tanık olmak benim için anlamlı bir deneyimdi.
Günümüz havacılığında veya geleceğinde görmek istediğiniz değişiklikler neler?
Havacılık, global ve kendine özgü bir sektör; dünya avucunuzun içinde gibi hissedebiliyorsunuz. Bu hissiyatı gençlerin daha çok deneyimlemesi için, üniversitelerde havacılık branşlarının artırılması çok önemli. Havacılığın her birimi için uzmanlaşmış iş gücü yetiştirmek ve uzun yıllar sektöre emek vermiş kişilerin bilgi ve tecrübelerini aktarabileceği eğitim kurumları sayısını artırmak en büyük beklentim.
Ayrıca sektörde daha çok kadın lider ve yöneticinin önünü açmak gerekiyor. IATA’da ve globalde tüm havayollarının odaklandığı bir konu bu; IATA’nın “25by2025” girişimini tüm paydaşların desteklemesini dilerim.
Women in Aviation’ın bu sayısında bana yer verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim.