Havacılığın çok yeni olduğu 1903 yılında bir hava gemisini tek başına uçuran 19 yaşındaki kadının başarısı, toplumun olumsuz tepkisi olabileceği sebebiyle ailesi tarafından büyük bir çabayla gizlenmiş ve basına yansıtılmamıştır. Bu başarısı sebebiyle kendisiyle hiçbir erkeğin evlenmek istemeyeceğini düşünme korkusu, bir kadının cesaretinin, keşfetme arzusunun ve azminin önüne geçememiştir. Aida de Acosta’nın başarılı uçuşu bir süre gizlenmiş olsa da, 1932 yılında kendisinin açıklamaları ve uçuş fotoğraflarını paylaşmasıyla, havacılık tarihinin sayfalarında yerini almış ve günümüze kadar ulaşmıştır.
1903 yılında Paris’te Alberto Santos-Dumont’un kendi geliştirdiği hava gemileriyle uçuşunu gören, havacılığa ilgi duyan ve uçmayı öğrenmek isteyen Aida de Acosta, Santos-Dumont’dan tek kişilik hava gemisini nasıl kullanacağını öğrenmiştir.
Alberto Santos-Dumont, 1901 yılında hava gemisi ile Paris’te Eyfel Kulesi etrafında uçup belirli bir sürede geri dönerek ödül kazanan Brezilyalı bir havacıdır. Paris’te hava gemisiyle şehir merkezindeki en sevdiği restorana uçması ve hava gemisini akşam yemeği yerken sokağın kenarına park etmesiyle de ünlüydü. 1906 yılında, 14-bis ile yaptığı uçuş, bir içten yanmalı motorla çalışan uçağın, pistten kalkarak tamamen havalanıp kendi gücüyle iniş yaptığı belgelenmiş ilk uçuşlardan biridir. Bu nedenle Avrupa’da birçok kişi tarafından uçuşun gerçek mucidi olarak kabul edilmektedir. Santos-Dumont, uçan makinelerin yalnızca birkaç kişinin değil, herkesin erişimine açık olması gerektiğini savunmuştur. Aida de Acosta’ya uçmayı öğretmesi, hatta kendi kişisel hava gemisi olan dokuz numaralı hava gemisini tek başına uçurması için vermesi, bunun en önemli kanıtıdır.

1903 yılında, Aida de Acosta, aldığı üç eğitim sonrasında Dumont’un ‘Baladeuse’ adlı hava gemisini tek başına uçurarak Paris’ten Versailles’a uçmuş ve böylece, tek başına motorlu bir hava aracıyla uçan ilk kadın olmuştur. Aida de Acosta’nın ilk uçuşu, Amerikan ve İngiliz takımı arasında oynanan bir maç sırasında, seyircilerin destek vermesiyle sonlanmış ve yaklaşık bir buçuk saat sürmüştür. İnişin ardından yaşanan diyalog, yıllar sonra tarih sayfalarındaki yerini almıştır.
Aida de Acosta: Çok güzel, Mösyö Santos-Dumont. (Uçuşu hakkında)
Santos-Dumont: Matmazel, siz dünyadaki ilk kadın aero pilotusunuz!
Basının ilgi göstermek istediği tarihi uçuş, Acosta’nın ailesinin Santos-Dumont’a ulaşması ve basında yer almaması konusunda rica bulunmasıyla gizlenmiştir. New York’ta ünlü sosyetik bir ailenin kızının başarısının büyük bir skandal yaratabileceği düşüncesi Dumont’u ikna etmiştir. Dumont, 1904 yılında kaleme aldığı ‘My Airships’ adlı kitabında betimlemeleriyle Aida de Acosta’dan bahsetmiş; ancak ismini açıklamamıştır. Güzel, nazik, tutkulu ve kararlı biri olduğunu vurgulamıştır.

Ailesi sebebiyle uçmayı bırakan Acosta, 1922 yılında glokom (göz tansiyonu) hastalığı sebebiyle bir gözünde görme yeteneğini kaybetmiştir. Sonraki hayatını göz bakımının savunuculuğuna adamış olan Acosta, göz enstitüsü ve çalışmaları için büyük bağışlar toplamıştır. 1945’te Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk göz bankası olan New York merkezinde genel müdür olmuştur. 1962 yılında ölümüne dek, Santos-Dumont ile görüşmemiştir.
Santos-Dumont’un havacılık tarihine yön veren düşünceleri, günümüzde havacılığın şekillendirdiği dünya açısından oldukça önemlidir. Uçarken iki elini de kullanmak zorunda olduğu için cebinden saat çıkarıp saate bakmak güvenli veya pratik değildir. Santos-Dumont bu şikayetini yakın arkadaşı Fransız lüks mücevher ve saat markası sahibi Louis Cartier’e anlatmıştır. 1904 yılında Louis Cartier, Alberto Santos-Dumont için bir kol saati tasarlamıştır. Bu, erkekler için üretilmiş en bilinen ilk kol saatlerinden biridir ve bir pilot için tasarlanmıştır. Günümüzde de ‘Cartier Santos’ ve ‘Santos Dumont’ adıyla bir marka olmuştur. Santos-Dumont, havacılığın herkesin erişimine açık olmasını savunurken, savaşlar gibi insanlık için kötüye kullanılmasından derin üzüntü duymuştur. Uçakların savaş amaçlı kullanılması nedeniyle ruhsal sorunlar yaşamış ve 1932 yılında Brezilya’da intihar ederek yaşamını sonlandırmıştır. Hayatı boyunca hiç evlenmeyen Santos-Dumont’un çalışma masasında, taze çiçeklerle dolu vazonun yanında ise hep Aida de Acosta’nın fotoğrafının olduğu iddia edilmiştir.



YORUMLAR