2007’de açıldıktan sonra Tiflis Havalimanı terminal binasının çatı dekoratif kaplaması, rüzgar nedeniyle iki defa uçunca, CEO’muz Sani Bey, malzemeyi üreten firmanın yetkilisi (Alman), sigorta firmasının yetkilendirdiği mühendis (İngiliz) ve bizim İTÜ’den tuttuğumuz yetkili hızla Tiflis’e geldiler. Aynı sorunun iki defa tekrar etmesi, ciddi bir problem olduğunun göstergesiydi.
Sani Bey çatıya çıkıp bizzat yerinde gözlem yapmak istedi. Biz de beraberinde çıktık. Rüzgar terminalin yan cephesinden geliyordu. Çatının kenarına yanaşıp oturduk. Alttan gelen rüzgar cepheye çarpıp yukarı çıkıyor, yukarıdan esen rüzgarla birleşip çatının üst kaplamasını kaldırıyordu. İTÜ’den gelen arkadaşa dönüp “Uçak mühendisliğine gidin çünkü çatının yapısından dolayı burada aerodinamik bir olay var” dedi. “Yapılan çalışmalar sonucu tüm çatı kaplamasının değiştirilmesine karar verildi.
CEO’muz olayı uzaktan izlemek yerine sahaya gelmiş, kendi gözlemlerini yapıp teşhis sonrası geri dönmüştü. Sani Bey, konuşmalarında; “Bir ormanı yönetiyorum. Ağaçlarını bilmediğin ormanı yönetemezsin. Ağaçları bil ama sakın yönetmeye kalkma” diyerek, makro yönetimin yanında gerektiğinde mikro yönetimin ve yaptığımız işi bilmenin önemini vurguluyordu.
Öte yandan, çatı sorunu yüzünden basında, “cabrio havalimanı” esprileri eşliğinde ciddi eleştiriler almıştık. Daha da önemlisi, bu olay sonrası katıldığımız ihalelerde bu konu hep önümüze, espriyle karışık şekilde geldi. Fakat zamanında alınan ciddi önlemler ve çıkarılan dersler sayesinde bir daha benzer sorunlar yaşamadık.



YORUMLAR